14 Eylül 2010 Salı

Mesnevi'den -II-

I. Cildin devamı
Nar alacak isen, gülen, çatlamış nar al ki, o gülüş, sana içindeki tanelerden haber versin. 718
-----
Allah, birisinin perdesini yırtmak, ayıbını ortaya dökmek isterse, onun gönlüne temiz kişileri kınama isteği verir. Allah bize yardım etmek dilerse, gönlümüze yalvarma, ağlayıp inleme hissi verir. 815
-----
Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki su ise gemiyi kaldırır, sırtında taşır. Gönlünde dervişlik havası, aşk havası bulunan kimse de dünya denizinin üstünde batmadan durabilir. 985
-----
Kim daha uyanıksa, o daha çok dertlidir. Kim hakikati daha iyi anlamışsa, onun beti benzi daha çok sararmıştır. 629
-----
Zincire bağlı bir köle, nasıl olur da, sevinir neşelenir? Hapiste bulunan bir kimse hür olabilir mi? Serbestçe yaşayabilir mi? 631
(not: Bir arif-i billah şu mealde bir beyit söylemiş: "Bu dünyada bizim neşemiz, zevkimiz, kasap dükkanında oynayıp sıçrayan kuzunun haline benzer")
-----
Bize göre her şeyin adı, görünüşüne uygundur. Nasıl görünüyorsa, biz ona öyle deriz. Fakat Allah'a göre adlar, onun iç yüzüne, sırrına, hakikatine tabidir. 1239
-----
Kendinde bulunandan gafil olan, kendindeki hakikati göremeyen kişi, kendi atının üstünde bulunduğu ve onu hırçınlıkla koşturduğu halde, kendi atını kaybolmuş sanır. Aradığımız sevgilimiz, canımız apaçık ortadadır. Bu yüzden onu göremiyoruz, bu yüzden o kaybolup gitmiştir. İnsan da içi su su ile dolu, fakat ağzı kuru bir küpe benzer. 1115
-----
Cenab-ı Hakk, eziyeti, gamı; gönül hoşluğu nedir anlaşılsın diye gönül hoşluğuna zıt olarak yarattı. Gizli şeyler, hep zıtları ile meydana çıkıyor, görülüyor. Cenab-ı Hakk'ın zıttı olmadığından, o daima görünmeyecek, gizli kalacaktır. 1130
-----
Başarıdan gururlanma, başarı Hakk'ın ihsanıdır. 1367
-----
Sen iki parmağının ucunu götür de iki gözüne koy. Dünyadan bir şey görebilir misin? İnsaf et de söyle. İşte sen, gözünü kapadığın için bu dünyayı görmesen de, bu dünya yok değildir. Dünyayı görmemek ayıbı, hakikati göstermemek kabahati, ancak uğursuz nefsin parmağına aittir. Sen aklını başına al da, önce gözlerinden parmaklarını çek, ondan sonra dilediğine bak, gör. 1401
-----
Hz. Nuh'a ümmeti "Sevap nerededir?" diye sordular. Hz. Nuh, "Görmeyelim, duymayalım diye elbiselerinizle örtündüğünüz yerde" cevabını verdi. 1404
(not: Mesut olmanın sırrını büyük insanlar, şu üç hususta toplamışlardır: Görmemek, işitmemek, söylememek)
-----
Kendini hasta, zayıf, düşkün göstermeğe bak ki, seni değersiz bulup, şöhret halkasının dışına atsınlar. Çünkü halk arasında şöhret sahibi olmak, insanı dünyaya öyle bağlar ki, bu bağ, demir zincirden de beterdir. 1545
-----
Şunu bil ki, ağızdan, dilden aniden çıkan söz, yaydan fırlamış ok gibidir. 1658
-----
Ben varlığı yoklukta buldum. Onun için varlığı, yokluğa feda ettim. Bütün padişahlar, kendilerine kul olana kul olurlar. Halk umumiyetle kendi uğrunda ölenin yolunda ölür. 1735
-----
Allah, kendisinden başkasına gönül verenleri, bilhassa dünya sevgisine kapılanları kıskanır. Kıskançlık O'nun şanındandır. Bu sebeple kıskançlıkların aslı Allah'tandır. Bütün insanların kıskançlığı, Allah'ın kıskançlığının bir cüz'üdür. 1766
-----
Tane olursan, seni kuşlar devşirirler, yerler. Gonca olursan seni çocuklar koparırlar. Taneyi gizle, tamamıyla tuzak ol, tuzaktaki tane gibi görün. Goncanı sakla, kendini damda bitmiş bir ot gibi göster. 1833
-----
Nefis, çok övülme yüzünden firavunlaştı. Sen alçakgönüllü ol; hor, hakir ol; ululuk taslama. Elinden geldikçe kul ol, sultan olma. Top gibi zahmetler çek, mihnetlere katlan, çevgen olma. 1867

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder