7 Eylül 2010 Salı

Mesnevi'den -I-

1. CİLT

Şunu iyi bil ki, kainatta var olan her şey, sevgilinin tecellisinden ibarettir, onun yarattıklarıdır. Onun kudretini, yaratma gücünü göstermektedir. Aslında aşık bir perdedir. Var olan, diri olan ancak sevgilidir. Aşık ise bir ölüdür. Var gibi görünen bir yoktur. 30 *
-------
Aşkı anlatmak, açıklamak için ne söylersem söyleyeyim, kendim aşka gelince, aşkı hissedince söylediklerimden utanırım. 112
------
Sadece dış güzelliğe dayanan mecazi aşklar, gerçek aşk değildir. Hevesten ibarettir. Böyle aşkların sonu utanç verici olur. 116
-----
Bir kimsenin ayağına diken batınca, ayağını dizinin üstüne kor. Önce, iğne ucu ile dikenin başını arar, bulamazsa, diken batan yeri tükrüğüyle ıslatır. Ayağa batan diken böyle güç bulunursa, gönüle batan diken nasıl bulunur? Cevabını sen ver. Eğer gönüllere batan dikenleri herkes görebilseydi, insanlara gamlar, kederler gelebilir mi idi? 150
-----
Tavus kuşunun kanadı, canının düşmanı olmuştur. Bir çok padişahların da kuvvet ve azametleri helaklerine sebep olmuştur. 208
-----
Bu dünya bir dağa benzer. İşlerimiz, yaptıklarımız da seslenmek gibidir. Seslerimiz, güzel de olsa, çirkin de olsa, dağa çarpar, döner yine bize gelir. 214
------
Hayal ettiğimiz şey, yani ruhumuzdaki hayal, yok gibidir. Fakat sen, bütün cihan halkını birer hayal peşinde koşuyor bil. Bütün insanları, yürüyen, gezip dolaşan birer hayal, birer gölge olarak gör. İnsanların barışları da, savaşları da birer hayalden doğmaktadır. 70
-----
Güneşin varlığına delil, yine güneştir. Yani güneş, kendi varlığını isbat etmektedir. Onun varlığına dair sana delil lazımsa, ondan yüz çevirme. 74
-----
Arzu et, iste, ama o arzu ölçülü olsun. Bir saman çöpü bir dağı kaldıramaz. 140
-----
Her iki çeşit arı bir yerden gıdalandıkları halde, birinde yalnız iğne vardır, diğerinde bal bulunur. 272
-----
İmanlı kişi feyizli, ekime müsait, tertemiz bir tarlaya benzer. İmansız kişi ise çorak, hiçbir şey bitirmeyen kötü bir arazidir. İmanlı, melek gibi masumdur. İmansız ise şeytan ve canavar misalidir. 274
-----
Etrafında insan yüzlü bir çok şeytan vardır. Bu sebeple, her ele el vermek, her ele bağlanmak, intisab etmek uygun değildir. Görmez misin? Avcı kuşu aldatıp tutmak için ıslık çalar. Kuş gibi ötmeğe çalışır. 316
-----
Nerede dinlediği hakikatleri anlayacak kabiliyette bir kulak bulundu ise, o kulak; Allah'ın inayeti ile göz olmuş, hakikatleri görmüştür. 515
-----
Hakk'ı layıkıyla övebilmekten acizim. Bu husustaki aczimi idrak ederek övgüyü terk etmem lazımdır. Çünkü övgüde bulunuşum, benim varlığımın delilidir. Varlık ise büyük bir hatadır. 517
-----
Ey bizim canımıza can olan Rabbim, biz kim oluyoruz da, sana karşı "Biziz" diye ortaya çıkalım. Aslında, bizler de, bizim varlığımız da birer, "yoktan" ibarettir. Allah'ım, faniyi varmış gibi gösteren "Gerçek Varlık" senden ibarettir. 601
-----
Eğer o manevi lezzeti, o feyzi esirgersen, onları, senden kim arayabilir? Resim; "Sen beni böyle yaptın" diye ressama nasıl olur da, çıkışabilir? 608
-----
Bir taş parçası yüz testiyi kırar. Fakat çeşmenin suyu durup dinlenmeden akar. 777
-----
Biz, şu dünya ambarında buğday topluyoruz. Fakat topladığımız buğdayları kaybediyoruz. Bir gün aklımızı başımıza alıp da, buğdayın böyle azalmasının, kaybolmasının, ambara giren fareden ve onun hilesinden ileri geldiğini anlayamıyoruz. Fare, ambarımızı delmiş, ambarımız onun hilesinden harap olmuştur. Ey Hakk talibi can, önce ambara giren fareden kurtulma çaresini ara, ondan sonra buğday toplamaya çalış. Büyüklerin büyüğü olan, gönüllere gönül kesilen sevgili Peygamberimiz'in (sav); "Namaz, ancak kalp huzuru ile tamam olur" hadisini hatırla da nefsten, yani şeytandan kurtulmak için kalp huzuru ile namaza başla. Eğer ambarımızda hırsız bir fare bulunmasaydı, kırk yıllık ibadet buğdayı nereye giderdi? Her gün azar azar da olsa, candan ve sevgi ile yapılan ibadetlerden, iyiliklerden hasıl olan iç rahatlığı ve huzur neden gönlümüzde hissedilmiyor? Çakmak demirinden bir çok kıvılcım sıçradı. İlahi aşkla yanan gönül onları çekti aldı. Fakat karanlıkta gizli bir hırsız var. Kıvılcımları söndürmek için üstlerine parmak basıyor. Dünyada manevi bir çerağ uyanmasın diye, o karanlıktaki hırsız, kıvılcımları söndürüyor. Allah'ım senin inayetlerin, merhametlerin bizimle beraber oldukça, şeytandan, o alçak hırsızdan ne korkumuz olur? Sen bizimle beraber olup, bizi korudukça, ayak altında binlerce tuzak olsa da önemi yoktur. 437
-----
Böylece kıymetli ömrünü geçim derdi uğruna, şu madde aleminde harcayıp dururken, mana aleminin ab-ı hayatını nerede bulacaksın? Masiva deryasının dalgalarını yarıp da ilahi aleme nasıl geçeceksin? Şu dünya hayatında karşımıza çıkan, bize çok önemli gibi görünen çeşitli vakalar, haller, zorluklar, engeller, toprak aleminin dalgaları olup bunlar bizim vehmimizden, anlayışımızın kıtlığından, düşüncelerimizin noksanlığından meydana gelmektedir. 574
-----
Bu dünyanın dedikodusu, toz gibidir. Gönül aynasını örter. Sen aklını başına al da, bir zaman için susmayı huy edin. 578
-----
Uykuda ne gam, ne kazanmak, ne de kaybetmek endişesi vardır. Ne de şunun bunun hayali vardır. Arif olan zatın hali, uyanık iken de böyledir. Yani arif olan, uyanık iken de dünyaya karşı uykudadır. 391
-----
Kim, şu madde dünyasına daha çok düşkünse ve dünya işlerinde daha çok uyanıksa, o, aslında ötelerden habersiz derin uykulara dalmıştır. Manevi aleme gözleri kapalı olan böyle bir kişinin normal uykusu, daha az kötülük yapacağı için, uyanıklıktan hayırlıdır. 409
------
Anlayışlı olmakla, herkesin akıl erdiremediği şeyleri anlamakla insan Hakk'a varamaz. Allah'ın fazlı, keremi ancak kırık kalpler, yıkık gönülleri arar. 531
(not: Hadis: "Ben kalbi kırık kişilerin yanındayım")
-----
Hırs atını yıldızlara doğru sürmüşsün. Onlara dair bilgiler elde ediyor, mesafeler ölçüyor, yeni yeni yıldızlar keşfediyorsun da kendini keşfedemiyorsun. 540
-----
Gerçi görünüşte ok atan biziz, fakat gerçekte ok atış bizden değildir. Aslında biz yayız, yayı çekip oku atan Allah'tır. 616
-----
Her ne kadar diken, aşağılarda suyun dibinde gizlenmiştir, görülmemektedir. Ama batınca, suda diken olduğunu anlarsın. İçimize doğan, bizi rahatsız eden şeytani düşünceler, hayaller, vesveseler kalbimize batan, görünmez dikenlerdir. Bu dikenler, bir kişiden değil, binlerce kişiden gelip kalbimize batmaktadır. Sabret, hislerin değişsin, gönül gözün açılsın da onları gör, gör de müşkillerin hallolsun. O vakit kimlerin sözünü dinlememiş, kimleri kendine baş edinmiş, yol gösterici sanmışsın. Anlarsın... 1037

* Yandaki sayılar, kaçıncı beyit olduğunu şerh etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder