2 Eylül 2010 Perşembe

Dersaadet’in kalbi sızlıyor

Derin analizleri, sağlam duruşu ve farklı yorumlarıyla tanıdığımız Beşir Ayvazoğlu, kültürel birikimi ve zengin bilgi altyapısıyla günümüze ışık olmaya devam ediyor. Eserleriyle geçmişin birikimlerini bugünlere taşıyarak onu ‘uzak’ olmaktan kurtarıp bize ‘yakın’ hale getirerek kültür dünyamızı aydınlatan Ayvazoğlu’nun İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı ve Heyemola Yayınları tarafından yayınlanan kitabı ‘Dersaadet’in kalbi Beyazıt’ı okurken bu derinliği çok daha yakından duyumsuyorsunuz.

“40 semt, 40 kitap, 40 yazar” projesi çerçevesinde basılan kitaplar arasında en değerlilerinden biri hiç şüphesiz Beşir Ayvazoğlu’nun ‘Dersaadet’in Kalbi Beyazıt’tır.

Beşir Ayvazoğlu, ‘Beyazıt’ kitabında sadece Beyazıt’ın salt tarihini anlatmakla yetinmiyor. Beyazıt tarihinin peşinde geçmiş kültür dünyamızı, edebiyatımızdaki üstatların hayat kesitlerini, romanlarımızdaki, şiirlerimizdeki ve hikâyelerimizdeki Beyazıt’ı da anlatıyor. Bu sayede okuyucuya hem geniş yelpazede bir kültür atmosferinin kapılarını aralıyor hem de bu eserlerin değer ve kıymetlerini yeniden gündeme getiriyor.

Ayvazoğlu’nun en önemli kaynakları kitaplardır. Onun kültür ve sanat serüveninde sahaflar çarşısının yeri bir başkadır. Gençlik yıllarında birçok yazarla orada tanışmış, sohbetlerinde bulunmuş, onlarla oturup hemhal olmuştur. İşte bu kitabında da o yolculuklardan da yola çıkarak geniş bir perspektifte okuyucuya sohbet tadında hiç hissettirmeden derin kültürel ve sosyal analizler sunuyor.

Ayvazoğlu bu eserinde o eşsiz atmosfere tanıklık etmiş, ondan etkilenmiş yazar ve şairlerin de eserlerinde yer verdikleri Beyazıt algısını okurla paylaşıyor. Eseri okurken Sait Faik’ten bir el alıyor, Ahmet Rasim’in anılarıyla yolculuğa çıkıyor, Evliya Çelebi’nin tasvirleriyle eski zamanları yaşıyor, Orhan Veli ve Sezai Karakoç’un şiirleriyle coşuyorsunuz. Ayrıca Beyazıt tasvirleriyle canlanan Orhan Pamuk, Ece Ayhan, Behçet Necatigil ve Edip Cansever eserlerine bir de bu açıdan külli bir nazarla bakma şansını yakalıyorsunuz.

Dersaadet’in kalbi Beyazıt, her ne kadar deneme türünde yazılmış olsa da içerisindeki içtenlik ve samimiyetiyle birlikte anılarla canlandırmış olması ona ayrı bir hava katmış. Daha çok sohbet tadındaki bu metinlerde kimi zaman tarihsel, kültürel ve bilimsel değerlerimizi öğreniyor kimi zaman da tarihi eserlerde ve değerlerde gördüğü yozlaşma karşısında iç serzenişlerine engel olamayan bir vicdana şahitlik ediyorsunuz. Geçmiş zamanları unutulmaz kılan şahsiyetler üzerinde de ayrı bir incelikle durulması da tarih seyrinde güzel anlar yaşatıyor.

Kitapta dikkatimizi çeken noktalardan biri de şüphesiz Beyazıt’ın eski günlerine duyulan özlem. Kitapta yazarın kalabalıklardan sahaflara kaçma arayışını ancak orada da aradığı eski lezzetleri bulamamanın verdiği hüzne şahit oluyorsunuz. Sahafçılar çarşısının eski günlerini yâd ederken o eski kültür atmosferinden pek de eser kalmadığını içinizde buruk bir acıyla okuyorsunuz.

Dersaadet'in Kalbi Beyazıt, Beşir Ayvazoğlu, Heyemola Yayınları, 160 Sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder