22 Eylül 2010 Çarşamba

Ülkenin En Ünlü Eğitim Adamına Mektup

Merhaba X Bey,

Mektubuma "Nasılsınız?" diye sorarak başlamayacağım. Çünkü vereceğiniz cevabı tahmin edebiliyorum: "Bittik, öldük, Ösym rezalet, Yök aynı, Meb'i saymıyorum bile" diye başlayıp gerisini getireceksiniz. Beni sorarsanız, şükür iyiyim. Kpss iptal olduğu için tekrar ders çalışmaya başladım. Her ne kadar bu ilk günler konsantrasyon eksikliği yaşasam da atlatacağımı düşünüyorum.

Gelelim sebeb-i mektubuma. Siz de bilirsiniz ki -insanın kendini bilmesi büyük bir erdemdir-, siz bu ülkede eğitim alanında tanınmış tek tük kişiden birisisiniz. Hatta belki de en tanınmışı. Bu yüzden birçok öğrenci eğitim alanında bir gelişme olduğunda sizin gazete köşenizi okuyor, sizin internet sitenize giriyor. Güzel şeyler yapıyorsunuz, eyvallah. En azından herkesin kendi köşesinden bakmayı tercih ettiği eğitim alanında "bir şeyler" yapmaya çalışıyorsunuz. Öğrenci ve velileri bilgilendiriyor, sorularına cevap veriyorsunuz. Size buna binaen teşekkürü bir borç bilirim. Lakin hoşuma gitmeyen bir durum da var. Yaz boyunca her gün köşenizi takip ettim. İyi niyetinizden şüphem yok. Ama her gün "kopyala-yapıştır" eleştirilerinizden ve karamsarlığınızdan bıktım. Hep aynı şeylerden bahsediyorsunuz. Ösym'ye, Yök'e, Meb'e yüklenmekten başka bir şey yazmaz oldunuz. Hele de benim gibi öğretmen adaylarının morale ihtiyacı bu günlerde...

Meb, geçen ay sizin eleştirilerinize karşı bir cevap verdi sitesinde. O basın açıklamasında öğrencileri ve velileri yanlış bilgilendirdiğiniz yazıyordu. Sayısal rakamlarla hem de... Siz ise hala bir cevap vermediniz. Suskunluğunuzu "hatanızı kabul ettiniz" olarak algılıyorum. Ama yine de bir özür beklerdim. Çünkü tüm yaz boyunca eleştirdiğiniz kurumların durumuna siz de düştünüz.

Her gün umutla kalkıyorum yatağımdan. Daha güzel olacak diyorum. Kadere teslimiyet gerekir kimi zaman. Hep şikayet etmek, müslümanların yapması gereken bir şey değildir. Ama sizin köşenizi okuyunca bütün neşem gidiyor.
Kopya skandalı çıktı, herkese verip veriştirdiniz.
Tercihler yapıldı, verip veriştirdiniz.
Yarımağan istifa etmedi, verip veriştirdiniz.
Atamalar ertelendi, verip veriştirdiniz.
İptal olmadı, verip veriştirdiniz.
Başbakan açıklama yaptı, verip veriştirdiniz.
İptal oldu, yine verip veriştirdiniz.
Kpss'yi Meb yapacak dendi, verip veriştirdiniz.
Yarımağan istifa etti, verip veriştirdiniz.

Bu örnekleri rahatlıkla çoğaltabilirim ama sanırım derdimi anlatabildim. Bu ülke bu kadar mı battı? Hiç mi güzel şeyler olmuyor? Hiç mi umut yok? Oturup halimize ağlayalım o zaman başka da bir şey yapmayalım. Bu mudur yani?

Sevgili X Bey, ben sizin kadar karamsar değilim. İnanıyorum, güzel olacak. Bilirsiniz "Beni öldürmeyen her şey güçlendirir" kelamını. Ben daha güçlüyüm şu an. Daha ölmedim. Bu dünyadaki en güzel şey, henüz ölmemiş olmak.

Umuyorum yeni Ösym başkanı siz olursunuz. Sayın Özcan dedi ya "Başkan dışardan olacak" diye. Niye olmasın? Ya da boşverin. Yök başkanı olun siz. Ne de olsa Ösym, Yök'e bağlı. Milli Eğitim Bakanı olmaya ne dersiniz peki? Belki daha faydalı olursunuz.

Daha güzel yazılarınızı okumak temennisiyle. Yayın hayatınızda başarılar dilerim.

Bir Kpss mağduru
Okan Aksoy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder