12 Eylül 2010 Pazar

Ama Benim Kalbim Temiz

Başlığı siz de bilirsiniz. Çoğu zaman duyarız çünkü. İnsanoğlu, "yapması gerekenleri" yapmayınca bahane olarak öne sürer bunu. Bugün, aslında bu konuyla ilgili yazmayacaktım ama yaşadıklarımız ne yazacağımızı da belirliyor. Zaten denemenin en büyük özelliği de bu değil mi? Aklına ne geliyorsa, ne yaşıyorsan yazıyorsun.

Bayramda bir arkadaşımla beraber başka bir arkadaşımızın ailesini ziyarete gittik. Ziyaretine gittiğimiz büyüğümüz, oğlu -yani arkadaşımız- hakkında konuşurken "Ya Okan X'i biliyorsunuz, oruç tutmuyor. Ya hadi oruç tutması önemli değil, tutsa da olur tutmasa da olur. Önemli olan kalben inanması. Ama o da yok." dedi. O an boğazıma bir şey takıldı. Sustum. Bazen susmak, gerçeği anlatmanın en iyi yoludur ama sanırım o an için değildi. "Hayır teyzecim, sadece kalben inanması yetmiyor" diyemedim. Demem gerekiyordu ama diyemedim.

Gerçeği o an söyleyemedim ama bir önemi var mı, çünkü benim kalbim temiz!!

“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara, 183)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder