29 Ağustos 2010 Pazar

Nora'ya...







Biliyorum…
Derinlerden yansıyan
Bir gariplik var üstümde
Ne desem…
Ağlayış, gülüş; sevinç, keder…
Hem gülüyor hem ağlıyorum
Aynı ân’a ikisini de sığdırıyorum

Diyorum ki kalbini dinle!

Hep ölümler ilham oldu bana
Dertten uzak kalmak ölüm gibi geldi
Dertliyken de hüzünlüyüm
Dertten yoksunken de

Biliyorum;
Fazlalıkları yaşıyorum bu hayatta
Uzatmaları oynuyorum
Bütün deliliklerim bundan
Biliyorum…

Sorun şu ki;
Gecesinde derin olmak
Gündüzünde sığ görünmek istiyorum
Her şeyi sığdırmaya çalışıyorum bir ân’a
‘Koşanlar ve konuşanlar’
Ben koşmak istiyorum
Ama…
Yeri geldiğinde konuşabilmek de…

Bilmemek dert
Bilmek daha da büyük bir dert oluyor içimde

İstiyorum…
Hem seyretmek, hem oynamak…
Önce koşmak, sonra konuşabilmek(?)…

Arıyorum…
Taze bir ses, beliğ bir nefes…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder